5. Gün
Sabah Chris direksiyona geçiyor, otoyolda gazlıyoruz. Yer
yer 120km/s ile sağ şeritten gidiyoruz, otoyolun akan hızını siz tahmin edin.
Mercedesler, BMWler, Audiler solu kapatmışlar, adamlar 1km öteden selektör yaparak
geliyor. Kendime sözüm var bir dahakine sağlam bir araba ile 250km/s yapmazsam
olmaz bu yolda!
Şimdi otoyoldan çıkıp, "Romantische Strasse" rotasına
dönüyoruz, dönmesine de Chris’in aklı karışıyor kavşakta ve bir an ters şeride
giriyor. Yaşadığım taşikardi unutulmaz! Neyse ki hemen toparladı da kurtardık paçayı. "Sorry mate!"
Az ilerde LIDL var. Bizim bagajdaki kumanya da tükendi artık onları bir tazeleyelim dedik. Bu marketi ben BİM’e benzetiyorum. Mantık ve düzen olarak aynı. Epey ucuza baya şey aldık. Sıkıştırılmış mısır patlağı ve krema çikolata ikilisi yolda çok kullanışlı arkadaşlar aklınızda olsun aç kalmazsınız :)
Az ilerde LIDL var. Bizim bagajdaki kumanya da tükendi artık onları bir tazeleyelim dedik. Bu marketi ben BİM’e benzetiyorum. Mantık ve düzen olarak aynı. Epey ucuza baya şey aldık. Sıkıştırılmış mısır patlağı ve krema çikolata ikilisi yolda çok kullanışlı arkadaşlar aklınızda olsun aç kalmazsınız :)
Peki nedir bu "Romantische Strasse" ?
Yol boyu köyleri geçiyoruz hepsinde değişik kuleler kiliseler ve kraliyet armaları var. Yollar burada çok güzel tek şeritli, ormanların içinden geçiyor. Saatler ilerledikçe güney yönünde Avusturya’ya doğru yaklaşıyoruz, navigasyon kapalıydı, yoldaki levhaları takip ediyordum ki bir kere kuzey yönüne girmişim. Neyse çabuk uyandım olaya da hızlıca geri döndük. Ben artık yorulmuşum ve direksiyonu tamamen Chris’e bıraktım. Biraz sonra bir anlık sol tarafıma bakayım dedim, o da ne?
Şu tepede beyaz bir şey var ve ben bu manzarayı bir
yerden biliyorum! Az ilerde bir tabela “Schloss Neuschwanstein”
Şaka yapıyorsun canım? Cidden mi? Chris kaptır abi tabelaya
vaktimiz var daha! Hemen ana yoldan sapıp kaleye o yolu takip ediyoruz. Vardığımız
yer inanılmaz kalabalık. Her yer turist ve otobüs dolu. Hani istesen bu kadar
olmaz! İşte tesadüf! Burası o hep görmek istediğim meşhur kaleymiş!
O kadar kalabalık ki çevre, araba çekecek yer yok neredeyse.
Otopark için ara sokağa çekelim diyoruz bir tane boş yer yok. En son bir amca
ile teyze eve yeni geliyorlardı ve garajlarının önü boştu, rica ettik bir saat
arabamız burada kalsa biz de gezsek olur mu diye. Amca eh meh dedi, teyze kalsın evladım dedi. Hemen
arabayı çekip koştur koştur kalenin oraya gittik.
Maalesef saat geç olduğu için kale ziyarete kapanmış. Yanına
kadar çıkmak içinse çok yüksek bir tepe var. Biz de amcaya bir saat diye söz
verdik. Hal böyle olunca sadece gölün etrafında kısa bir yürüyüş yapabildik. Burayı
hafızama kazıdım. Bir kış vakti tekrar geleceğim, kar yağarken gölün etrafında
yürüyeceğiz uzun uzun…
Şimdi buradan çıkmalıyız, karanlık çökmeden Avusturya’nın
sarp Alplerini aşıp konaklayacak bir yer bulmak gerek. Chris direksiyonda,
Avusturya’ya giriş yapıyoruz, Shell’den hemen bir haftalık €8 Vignette’mizi de
aldık cama yapıştırdık. Burada otoyol için vignette gerekiyor. Ama dağları
aşana kadar otoyol yok.
Az gittik uz gittik, sarp Avusturya Alplerinde tırların
arasında dar geçitlerde dolandık. Çok uzun bir tünelle kocaman bir dağın
altından geçtik, Fernpass’ın zor ama güzel manzaralı yolunu bitirdik ve gün
batarken dağlardan aşağı indik. Planımızda olmayan Fernpass'dan tamamen tesadüfen geçtik ama kesinlikle buna değdi diyebilirim. Yine olsa yine geçerim...
Lermooser Tüneli - 3168metre |
Biraz sonra da dinlenme tesisi olan bir Shell bulup motoru kapattık. Burayı gözüm tuttu, tesisler temiz olduğu için duş almaya
karar verdim. Sınırsız süre ve sıcak su ile duş almak €3. Arabaya döndüm bagajı açtım bavulu açacağım, açılmıyor. Şifreyi çeviriyorum yok,
deniyorum deniyorum olmuyor. Dellendim, fıttırdım! Şu an sıcak bir duşa
ihtiyacım var ve eşyalarıma ulaşamıyorum! TSA kilidi açmak özel anahtar olmadan imkansız. Yine de internetten çözüm bulmak için Shell’e
geri gittim. Chris “I will give a try!” diye seslendi...
Biraz sonra çaresiz geri döndüm, maalesef mantıklı bir çözüm bulamamıştım. Bu sırada Chris oturmuş elmasını yiyordu, “Made
it” dedi. “ Hadi be? Valla mı?”
Adam sırasıyla denemiş 200lerde bulmuş değişen şifreyi.
Mekanizma bir basamak yukarı kaymış nasılsa, ondan açılmıyormuş. Helal olsun Chris!
Uf ne gündü ama?