4. Gün
Bugünkü hedefimiz, Stuttgart’taki Mercedes Müzesini görmek
sonra da kısa bir şehir turu atmak.
Fakat bazı problemler var. Yola çıkmadan önce okuduğum
kadarıyla, Almanya’da otoyollar ücretsizdi, fakat araçların serbest dolaşımı için egzoz emisyonuna göre
belli kategorilerdeki stickerlara sahip olması gerekiyormuş. Buna sahip olmayan
araçların şehrin belli bölgesinden öteye geçmesine izin verilmiyormuş. Ne
yapacağımızı öğrenmek için sabah kısa bir sürüşün ardından Stuttgart’a yakın
bir kasabada duraklıyoruz.
Risk alıp şehir merkezine yakın ve ücretsiz otoparkı da olan, Mercedes Müzesine mi gitsek acaba? Derken bir benzinliğe girdik, bu arada nihayet dijital basınç makinesi bulduk! Her şeyi bırakıp lastikleri kontrol ettim, hepsi olması gerektiğinden fazla çıktı! Hemen kapının içindeki değerlere göre yeniden ayarladım.
Risk alıp şehir merkezine yakın ve ücretsiz otoparkı da olan, Mercedes Müzesine mi gitsek acaba? Derken bir benzinliğe girdik, bu arada nihayet dijital basınç makinesi bulduk! Her şeyi bırakıp lastikleri kontrol ettim, hepsi olması gerektiğinden fazla çıktı! Hemen kapının içindeki değerlere göre yeniden ayarladım.
Stickerı sormak için benzinliğin marketine girdik. Evet işte
hemen bir Türk buldum! Kasiyer kız Türk çıktı, o da durumu arkadaşına sordu,
Alman çocuk bilemeyince karakolu arayayım dedi. Konuştu etti, karakoldaki polis
de durumu çözemedi. O da merkezi aramış! Bu arada Chris yine Türk bulduğum için
çok şaşkın!
Ve şok cevap! Arabayla merkeze gitmesinler, yakalanırlarsa
çok ağır cezası var. Sticker için TUV muayene istasyonuna gitmeleri gerekir,
bugün Pazar olduğu için randevu alarak en erken Salı günü gidebilirler!
Şimdi ne yapacağız derken, iyisi mi arabayı burada,
Böblingen’de tren istasyonunda bırakıp, merkeze trenle gidelim dedik. Bu kadar yol gelmişiz, geri mi döneceğiz, pas mı geçeceğiz? Asla! Tren
istasyonu karşısında umumi otopark bulduk. Normalde epey pahalı olan otopark,
şansımıza Pazar günleri ücretsizmiş.
Mercedes-Benz Müzesi |
Tren ile kısa bir yolculuğun ardından Stuttgart merkezdeyiz.
Tren oldukça iyiydi, Almanya’nın bu kısmının oldukça zengin olduğu hemen
anlaşılıyor. Yalnız atladığımız nokta, günlerden Pazar olmasıydı. Stuttgart
adeta hayalet kasabaya dönmüş. Merkezde çok oyalanmadan metro ile Mercedes
Müzesine geçiyoruz.
Devasa bir yer yapmışlar buraya! Müzede Mercedes-Benz’in tarihine tanıklık ediyorsunuz. Sadece fotoğraflarını gördüğüm bazı araçları dünya gözüyle gördüm ya sonunda, benden mutlusu yok! Müzeden çıkarken hoş bir sürpriz yaptılar, auidoguide’ların özel askı ipini 10.yıl şerefine bize hediye ettiler! Ben de onu şimdilerde hastane kimlik kartımı taşımak için kullanıyorum. :)
Devasa bir yer yapmışlar buraya! Müzede Mercedes-Benz’in tarihine tanıklık ediyorsunuz. Sadece fotoğraflarını gördüğüm bazı araçları dünya gözüyle gördüm ya sonunda, benden mutlusu yok! Müzeden çıkarken hoş bir sürpriz yaptılar, auidoguide’ların özel askı ipini 10.yıl şerefine bize hediye ettiler! Ben de onu şimdilerde hastane kimlik kartımı taşımak için kullanıyorum. :)
Efsane olmuş yarış araçları |
Tekrar merkeze döndük ve biraz gezdikten sonra, burada da
bir festival bulduk. Çocuk Festivali düzenlemişler, minikler dört bir yanda
koşup eğleniyorlardı. Biz de epey eğlendik onlarla. Bu arada Almanya’dayız tabi
ki de "Döner Teller" yiyeceğiz! Chris döner hastası çıktı, nerede döner bulsak
oradan döner yiyoruz artık. Yemekten sonra şehir merkezinde bir Starbucks
önünde wi-fi otlanırken, birden
mahalleyi polisler sarmış. Ben o sırada yarın ne yapsak diye internette
bakınıyorum, hiç farketmedim bile. Chris dedi "Bak bak olay var şimdi!" Çocuk gibi heyecanlı ve meraklı! Ne olmuş Chris yani sen bir de
bizim ülkeyi gör! Eh her klasik Türk
vatandaşı gibi olay yeri incelemesi ve gözlemi yaptık bir süre Chris’le.
Merakla bekliyoruz ne olacak diye ama tırt çıktı, sanırım eve hırsız girmiş
onun içinmiş bu kadar yaygara.
Böblingen’den arabamızı aldık, yola koyulduk ama yakıtımız
da iyice azalmıştı. Hafif bir telaş sardı bizi, ilk benzinlik nerede acaba? Oraya
kadar gidebilecek miyiz? Derken bir süre sonra ilk gördüğümüz Shell’e daldık depoyu
doldurup derin bir oh çektik! Ama otoyoldaki istasyondan yakıt almak bize bir depoda yaklaşık €20 kadar fazlaya mal oldu. Aklınızda olsun şehir içlerinde her zaman daha ucuza yakıt alabilirsiniz. Sonra baktık ki buranın arkasında kocaman bir
dinlenme tesisi ve park var, geceyi burada geçirelim dedik.
Yarın aslında Münih’e geçecektik fakat bu sticker olayı
canımızı sıktı. Biz de yolumuzu "Romantische Strasse" adı verilen Almanya’nın en
güzel rotalarından birine çevirdik.
Stuttgart aklımızda yoktu ama çok güzel oldu bakalım burası nasıl
olacak?